47. Hadis

 

وعنْ سُلَيْمانَ بْنِ صُرَدٍ رضي اللَّه عنهُ قال : كُنْتُ جالِساً مع النَّبِي صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم، ورجُلان يستَبَّانِ وأَحدُهُمَا قَدِ احْمَرَّ وَجْهُهُ . وانْتفَخَتْ أودَاجهُ . فقال رسولُ اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم : « إِنِّي لأعلَمُ كَلِمةً لَوْ قَالَهَا لَذَهَبَ عنْهُ ما يجِدُ ، لوْ قَالَ : أَعْوذُ بِاللّهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ ذَهَبَ عنْهُ ما يجدُ . فقَالُوا لَهُ : إِنَّ النَّبِيَّ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم قَالَ : «تعوَّذْ بِاللِّهِ مِن الشَّيَطان الرَّجِيمِ ». متفقٌ عليه .

Süleyman İbni Surad radıyallahu anh şöyle dedi:

Bir gün Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’in yanında oturuyordum. İki kişi birbirine sövüp duruyordu. Bunlardan birinin yüzü öfkeden kıpkırmızı olmuş, boyun damarları şişmiş, dışarı fırlamıştı.

Bunu gören Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Ben bir söz biliyorum, eğer bu kişi onu söylerse, üzerindeki bu kızgınlık hali geçer. Eğer o, “Eûzü billâhi mine’ş-şeytânirracîm = İlâhi rahmetten kovulmuş şeytandan Allaha sığınırım” derse, üzerindeki hâl kaybolur.”

Oradakiler Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’in  ona “İlâhî rahmetten kovulmuş şeytandan Allah’a sığın!” tavsiyesinde bulunduğunu ilettiler.

Buhârî, Bed’ü’l-halk 11, Edeb 44, 76; 
Müslim, Birr 109

 

Açıklamalar

Hadîs-i şerîfte, öfkesinden kan beynine sıçramış, hiddetinden kıpkırmızı kesilmiş, boyun ve şakaklarındaki damarları şişmiş birinin  o sırada herhangi bir hata işlemeden sakinleşmesi için eûzü besmele çekmesi tavsiye edilmektedir. “Efendimiz’in bu tavsiyesi, “Şeytan seni dürtükleyecek olursa Allah’a sığın. Doğrusu o, işitendir, bilendir.” [Fussılet sûresi (41), 36] âyetindeki ilâhi öğüdün teyid ve te’kididir.

Halkımızın “eûzü” diye bildiği istiâze, “Rahmetten uzaklaştırılmış şeytandan ve onun şerrinden Allah’a sığınırım” anlamındadır ve âyetteki Allah’a sığınma tavsiyesinin nasıl ifade edileceğini öğretmektedir. Bu bilinçle hatırlanacak ve söylenecek istiâze, hiddet ve öfkenin yatışmasını, kişinin aklını başına devşirmesini sağlayacaktır.

Nitekim hadiste, kavga ettiği bildirilen kızgın sahâbîye Resûlullah’ın bu tavsiyesi ulaştırılmış, o da bunu söyleyerek sakinleşmiştir. Hatta bir başka rivayete göre “Ben delirdim mi, bendeki bu hâl nedir?” diyerek aklını başına toplamıştır. Kin ve öfkeyi körükleyen şeytandır. Şeytandan Allah’a sığınmakla kin ve öfkenin sebebi ortadan kaldırılmış olmaktadır.

Sabredip öfkesini yenebilen kişinin mükâfatı nedir? Bu sorunun cevabını da aşağıdaki hadîs-i şerîften öğreneceğiz.

Hadisten Öğrendiklerimiz

  1. Peygamber Efendimiz ashâbına karşı son derece merhametliydi.
  2. Eûzü besmele çekmek, öfke ve kızgınlığı giderir.
Paylaş
Önceki46. Hadis
Sonraki48. Hadis
Avatar
Hadisimizin râvisi olan Süleyman İbni Surad el-Huzâî radıyallahu anh’ın İslâm öncesi dönemde adı Yesâr’dı. Peygamber Efendimiz bu adı Süleyman’a çevirmiştir. Süleyman İbni Surad, üstün ahlâklı, ibadete düşkün ve kavmi arasında saygın bir kişiliğe sahipti. Kûfe kurulduktan sonra oraya ilk yerleşenler arasındadır. 93 yaşında iken h. 65 yılında Aynü’l-verde harbinde öldürülmüş ve başı Mervan b. Abdülmelik’e götürülmüştür. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’den 15 hadis rivâyet etmiştir. Peygamber Efendimiz’in, Hendek Harbi sonunda apar-topar kaçan müşrik ordusunun arkasından, gelecek günlerde harekete geçme önceliğinin artık müslümanlarda olacağını müjdeleyen “Bundan böyle biz müşriklere hücum edeceğiz, onlar bize değil!... Sıra bizde..” (Buhârî, Meğazî 29) hadisini, yine Süleyman İbni Surad rivayet etmiştir. Allah ondan razı olsun.

CEVAP VER